Dert adamı söyletirmiş...
Dert adamı söyletirmiş, söylemeye geldim. İçimdeki ifrazattan kurtulmak için ya üç saat yürümem lazımdı, ya da beş batman bulaşık yıkamam. Veyahut şu saatte dipli bucaklı temizliğe girişmem gerekiyor, lakin komşulara kıyamam. İçimi buraya dökmekten vazgeçeli çok oldu, içimi dökmekten vazgeçeli çok oldu. Artık yıldızım mı sönmüş, enerjim mi düşük, karma mı, kader mi ne derseniz deyin. Belki de ulan ben ne halt etmişim pişmanlığıyla kendini imha edecek bu satırları dizmekten başka çarem yok şu dakikada. Üstelik sabahtan beridir mutfaktaydım, biriktirdikçe biriktirdim. Beni pazar sabahı 7'de uyandıran şey ne ise ona hınçlandıkça bilendim. Sabah kargalar pisliğini deşelemeden işte olacağım. Anlayacağınız bu uzun girizgahı burada saçmalamaktan başka çarem olmadığını anlatmak için yazdım. Ya yazacağım, ya da nâçâr zaten bölük pörçük uykularımın rüyalarında, işyerinde beynimi sülük misali emikleyen kadın elimden a4 topunu alıp kaçtı diye cıngar çıkaracağım. Hülâsa eğleşmek, öğrenmek, dü...