Kayıtlar

Ağustos, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Karanlıkların Tadı

Şehirler ışıl ışıl... İrili ufaklı, parlak ve soluk milyonlarca lamba yanıp sönerek gökyüzüne doğru bir ışık demeti yükseliyor. Gece aydınlığı bir zaman sonra kör ediyor insanı. Gözünüz koyu bir karanlıkla buluşup dinlenmek istiyor. Karanlık yok!.. Şehirde asla gece olmuyor. Yalancı bir aydınlıkta, uzatılmış günlerin yorgunluğuyla gündüzleri akşama, akşamları sabaha ekleyip duruyoruz. "Dısarıda karanlıkta oturmak özgürce sohbet etmeye vesiledir. Karanlık konuşmayı kışkırtır." diyor Alberto Manguel, "Geceleyin Kütüphanede"deki bir denemesinde. Çünkü "Aydınlıkta okuruz, karanlıkta konuşuruz... Aydınlıkta başkalarının uydurduklarını okur; karanlıkta kendi hikâyelerimizi uydururuz." Manguel'in bu cümlelerini okuduğumda, karanlıkların tadının unutulduğunu farkettim. Oysa Tanpınar'ın "Yaşadığım Gibi"deki o unutulmaz yazısında duyduğum kıskançlık kendisini zaman zaman hatırlatıp duruyordu. Uygarlık, geceleri büsbütün ışığa boğarak insanoğluna ...